bugün

entry'ler (21)

daniel guiza ağladığında ağlayan fenerli

empatinin dibine vurmuştur.

sözlük yazarlarının itirafları

itiraf ediyorum, 'usher'a üniversite hayatımın başına kadar user(yuzır) diye telaffuz ettim.

single

eğer müzik terimi olarak kullanılacaksa tdk'nın karşılığını 'tekli' olarak sunduğu kelime.

shameless

3 gün sonra sınavım olmasına rağmen bir sezonu 2 günde bitirdiğim ve fiona'nın hastası olduğum dizidir.

cream

white room şarkısı favorim olan ingiliz grubu.

captain tsubasa

hayatı sahalarda koşmakla geçen topu her vuruşta yamultan japon evladı.

türk komedi dizileri

eskilerden en güzeli haluk bilginer ile türkan şoray'ın oynadığı 'tatlı hayat'tı.

mkv

k-lite codec pack ile izlenebilecek olan video formatı. tek bir dosya içinde video ve altyazıyı bulundurabilen hatta sesi ve altyazıyı birden fazla dil seçeneğiyle bile içine sığdırabilen format.

hp pavilion

satın alınmaması için bir tek sebep söylüyorum: çok deli ısınıyor öyle böyle değil.

pro evolution soccer 2011

pas, derinlemesine pas, orta, ve şutun gücünü kendimizin belirlemesi ilk başta adamı çok zorluyor ama sonraları oyunun gerçekçiliğini yükseltiyor. tek eksik yanı pas ve derinlemesine pasın yönünü belirlerken insan zorlanıyor çünkü malum oyun kolları bu yönden biraz eski kalmış.

ipad e ipack diyen bilgisayar öğretmeni

ms-dos zamanında kendini yetiştirmiş öğretmen.

blackberry torch 9800

aynı anda hem dokunmatik ekranı hem de klavyesi olması bence alınması için bir sebep.

25 nisan 2011 konyaspor beşiktaş maçı

izlemek için herhangi bir sebebi olmayan maç.

real madrid in kral kupasını otobüsle ezmesi

sergio ramos'a bir daha kupa vermezler bu durumdan sonra.

küçük sırlar a alternatif isimler

direk çeviriden giriyorum 'dedikoducu kızlar'

taner tolga tarlacı

konuşmasından dolayı kendisinin 'Alaman' göçmeni olduğunu düşündüğüm acayip rahat bir insan.

yabancı filmleri dublajlı izleyen insan

dublaj filmin orijinalliğini bozduğu için bence orijinal dilinde de izlemelisin diyeceğim insandır.

yaratıcı dükkan isimleri

'aralıksonu ocakbaşı' yaratıcılığın dibidir şahsımca.

tuvalete telefon düşürmek

arkadaşımın başına dersanedeyken gelmişti ve düşen telefonu çıplak elle çıkartıp kaloriferde kurutmaya çalışmıştı ama çabaları resmen boşunaydı çünkü telefon o suya değdiği an zaten geri dönülmez bir yola girmişti. yani düşürdüysen durma sıç, üstüne de sifonu bas gitsin.

99 numaralı forma giyen futbolcular

ondan daha iyisi olamaz gibi bir imaj veriyor resmen bir nevi psikolojik baskı.